Eğitimli, tecrübeli, donanımlı öğretmenleriyle ebeveynlere tavsiye edebileceğim bir kurum. Kızıma olan sevgilerinden ve bir anne şefkati ile ilgilerinden dolayı Başta Esin Hanım olmak üzere tüm çalışanlara teşekkür ediyorum.

Her gün eve dönüşte  “bugün bunları yaptık” diye büyük bir hevesle anlatan oğlumun içindeki heyecana ortak olmak inanılmaz bir his. Her geçen gün onunla iletişimimiz bir kademe daha artıyor ve ona nasıl yardımcı olabileceğimizi çok daha iyi görüyoruz. Ödevlerini, projelerini bize nasıl yaptığını ve bizim nasıl yapabileceğimizi gösteriyor.

Katre’de öğreniyor, pekiştiriyor, bilinçleniyor. Paylaşmaktan, öğrenmekten, ilerlemekten korkmuyor. Sadece oğlum değil onunla beraber bizde Katre’nin gülen yüzlerinden biri oluyoruz.

Banu Akpınar 

Haseki Eğitim Araştırma Hastanesi 

Merhamet duygusuna ve anne şefkatine sahip öğretmeni olabilecek mi? Gibi sorular endişelenmeme neden oluyordu. Ta ki Katre Çocuk – Bayram Yuva ailesi ile tanışana kadar.

Mutlu, huzurlu, öğrenmeye ve yeniliklere açık bireyler yetiştirdikleri, sağlıklı beslenmelerine, uyku düzenlerine en az bizler kadar özen gösterdikleri, değerler eğitimi vererek güzel ahlaka sahip çocukların yetişmesine dikkat ettikleri, anne çocuk etkinlikleri düzenleyerek bizleri unutmayıp bizi bu sürece dâhil ettikleri için, başta Katre Çocuk’un kurucusu Esin Hanım olmak üzere herkese teşekkür ediyorum…

Canan Sarı 

Vergi Müfettişi

Çocuklarını yuvaya göndermek kararını vermek bile birçok anne için “Evladım büyüdü” düşüncesiyle birlikte endişeleri de beraberinde getirir. Yuva aramaya başladığımız süreçte karşımıza Katre Çocuk – Bayram Yuva çıktı. Referans istediğimiz bir çok kişinin “Gül gibi bakıyorlar” cümlesi içimize su serpti.

Cemre’nin yuvaya başladığı ilk günden beri içimizi ısıtan endişelerimizi yok eden güler yüzler bizi karşıladı ki bu bizler için çok önemli. Kapıdan girdiğimiz andan itibaren minik bedenlerin koca dünyalarına ve hayal güçlerine uygun bir rengârenk yuvayla karşılaştık.

Onların gelişimi için her şeyin düşünülüyor olması bize mutluluk verdi. Zaman içinde yuvada ki herkesle daha da yakınlaşarak koca bir aile olduk. Şimdi dilediğimiz zaman arayıp çocuğumuz hakkında bilgi sahibi oluyoruz. Teşekkürler Katre Çocuk – Bayram Yuva…

Yeliz Aras Çelikel

Milliyet – Gazeteci

Türk Dünyası Belediyeciler Birliği ,Türk Dili ve Lehçelerinin konuşulduğu ülkeler, bölgeler ve buralarla coğrafi, tarihi, kültürel ortaklıkları bulunan yerlerdeki kent ve kent yönetimi ile ilgili çalışmalar yapmak için kurulmuştur. Bu program çerçevesinde Kırgız Okul Öncesi Eğitim Yöneticilerini Katre -Bayram Yuva 2’de ağırladık.

Yöneticilerimize ana dil etkinliklerimizi, akıl oyunu, drama, spor ,halk oyunları çalışmalarınızı anlattık. Sanatın çocuklar üzerinde olumlu etkini konuştuk.

Geleneksel sanatlarımızdan Ebru sanatıyla çocukların serüvenini anlattık. Su ile renkleri dans ettiren çocukların Ebru sanatı ile ilgilenirken, dikkat algı ve konsantrasyon gücüne katkısını konuştuk.

Artık malzeme ile değişim ve dönüşümün gücünü, çocukların evlerde atılan boş su şişleri, süt şişeleri ile yaptıkları kamyon otobüs ve arabaları inceledik.

Tüketim toplumu olan çocuklarımıza eşyaları değiştirerek dönüştürerek hayal güçleri ile yaptığımız oyuncaklar heyecanla izlendi, bol bol arşiv paylaşımında bulunuldu.

Kültür aktarımı aracı olan müzikle ve profesyonel hocalarımızın çocuklarımıza çalıştırdığı Halk Oyunları çalışmalarını anlattık. Türkiye‘nin 7 farklı bölgesini ve ezgisini dans ve ritim ile çocuklarımıza aktarma gayretimizden bahsettik. Çocuk eğitiminde önemli bir nokta olan anne baba etkinliklerini ve bu etkinlikler de ailelere yönelik yaptığımız programları ve eğitim programlarımız açıkladık.

Anne/baba/çocuk birlikte hazırladığımız folklor etkinliği ile yıl sonu hazırlandığımız Yunanistan festivaline gitme hayalimiz misafirlerimizin de yüzlerini güldürdü. Bir çocuk dünyanın neresinde olursa olun yüzü gülüyorsa, gönlü hoşsa bizim de yüreğimiz mutlu -yarınımız umutla dolu olacaktır.

İstanbul ili içerisinde incelemek ve ziyaret etmek için Bayrampaşa Belediyesi Katre Bayram Yuva 2 ‘yi tercih ettiğiniz için Türk Dünyası Belediyeler Birliği yetkililerine çok teşekkür ederiz.

Bir çocuk ve bin çocuk için el ele gönül gönüle …

Katre ile tanışalı 5 yıl oldu. Çocuklarımız için sadece vakit geçirebilecekleri bir yer aramıyorduk. Onların hem duygusal hem fiziksel olarak gelişmesini istiyorduk. Katre’de yöneticisinden, yardımcı personeline kadar pozitif bir elektrik aldık.

Tüm çalışanların koordineli bir şekilde ve sevgi dolu çalışmaların ürünü olarak kendini ifade edebilen ve tüm sosyal görevini yerine getirecek bir durumda hem duygusal ve fiziksel olarak oğlumun eğitimini tamamladı.

Katre Çocuk, çocuğumuzla ilgili her türlü sorunun çözümün de bizlerle oldu. Böylesi bir eğitim merkezi kurdukları için teşekkür ederim.

Muhammed Bauş

Tekstilci

Evi geçindirmek demek evliliğin ilk yıllarında sadece ay sonu gelen kırayı ayarlayabilmek ve yetecek kadar yemek içmekti. Yuvalar yıllar geçtikçe büyüdü. Yeni yavrularla şenlendi zorluk evlatların sevinciyle sabra döndü, bir gülücükle hayra döndü, kışlar bahara döndü.

Fakat zaman geçtikçe, akşam sabaha dönünce; yaz kışı, yağmur karı kovaladıkça minik yavrular büyüdü. Bir göz odalar, evi ev yapan duvarlar evlatlara zor geldi. Aşkın dereler gibi çağlayan çocuklar duvarlara çarptı. Evler ne yapacağını bilemeyen evlatların kavgalarıyla tanıştı. İstanbul büyük şehirdi her derdin bir devası, her sorunun bir cevabı vardı. Böyle evlerde sıkılan çocuklar için açılmış oyun evleri , okullar az da olsa, vardı.

Fakat bu oyun evlerinin ücretleri fazlaydı. Okullar da büyük olanlaraydı…

Bir çözüm arayışıyla evi geniş anneler komşu çocukları ferahlatmak için belli günlerde evlerini açtı. Bir anne kek yaptı, biri limonata hazırladı. Çocuk gelişimi mezunu bir anne oyun oynattı bu konuda ehliyet sahibi bir annede bir araya gelen çocuklar bir şeyler öğrensin, kalem tutsun kitap okusun diye kitaplar aldı kuklalar yaptı.

Öyle bir zaman geldi ki ev oyunları duyuldu. Komşular arttı, kuzenler de aralarına katıldı. Bir eve sığılmaz oldu. Bu böyle olmazdı, gönüllere sığmazdı bir kurum lazımdı.

İlk binamızda 2005 yılında yolculuğumuza başladık. Biriktirdiğimiz tecrübeyle amatör ruh gönüllü bakışla birleşti resmi prosedürle kendine isim aradı.

Her bir çocuk çok kıymetli ve biricikti, farklı renk ve sistemdeydi. Hepsi hayat okyanusunda yerini almıştı. Minik damlalar ile okyanus güç kazanacaktı. Sağlıklı çocuklarla sağlıklı toplum inşa edilebilirdi. Oyun oynayan, kavgadan uzak çocuk mutlu ve sağlıklıydı. Her bir minik evlat minik su damlasıydı bizim için. Adı su damlasından gelen KATRE ismi ile kimlik buldu.

Minik katreler 2005 yılından beri yaşam pınarında psiko- sosyal yönden erdemli nesiller olma yolculuğu ile devam ediyorlar. Mutlu, sağlıklı, erdemli nesillerin inşası için, yarınımız için çalışıyoruz. Yüzlerce minik katremizi büyütüp yaşam yolculuğunda rehberlik ediyoruz.

İlk günkü gibi annelerin çaresiz yanlarına çare, dertlerine ortak oluyoruz biliyoruz ki çocukluk bir kez yaşanır ve o çocuk yaşadıkları ile yetişkin olur ‘’insan’’ olur. Evlatlarımız yetiştirirken bilimsel tanı ölçütleri ile onları daha iyi tanıyoruz ve çocuğa özel bir programla gelişimini takip ediyoruz.

Algıları açık, dikkatleri gelişmiş sanatı ve estetiği bilen, ruh ve beden gelişimine katkı sağlayacak atölye çalışmalarımızla evlatlarımızı bu güne değil yarına hazırlıyoruz. Mutlu anne ve mutlu baba sağlıklı evlat yetiştirebilir. Ve biliyoruz ki evlatla çalışmak demek aile ile de çalışmak demektir. Sağlıklı aile yapısı için anne baba atölye çalışmalarıyla hep birlikte bu yolculukta yoğruluyoruz, yol alıyoruz birlikte büyüyoruz.

Yeni neslin ihtiyaçları ve değişen yaşam şartlarıyla eğitim plan ve programlarımızı revize ediyoruz. Alana ilişkin en son yapılan tüm bilimsel çalışmaları yakinen takip ediyoruz. Çözüm odaklı ve şeffaf kurum yönetimi ile siz velilerimizle daha yakın temas kurabilmek için artık sosyal ağlarda yerimizi aldık.

Mutlu aile mutlu çocuk ve mutlu gelecek için hep birlikte güçlerimizi birleştiriyoruz. Minik katrelerimizle umutla her yeni günü heyecanla bakıyoruz.

Çocukların en önemli sorunlarından biridir “paylaşmak”.

Çocuk eve gelen misafire dökülen oyuncaklarına çok kızar, bağırır çağırır öfkelenir. Elinde oyuncaklar ,ağlayan çocuğu ile mahcup olur anne ne diyeceğini bilemez, öfkelenir, kızarır, en son ‘’al o zaman oyuncaklarını odana git’’ diye hafif sert ses tonu, öfke, mahcubiyet ve çaresizlikle çözüm üretir.

Durumu kurtarıcı birkaç söz eder, bizim çocuk da paylaşmayı bilmiyor ,hep böyle yapıyor elinden hiçbir şey alamıyoruz ,der ve misafir çocuğun gönlünü alacak başka çözüm arayışlarıyla evde hızla koşuşturmaya başlar. Kızarmış yüzü ,hafif öfkesi memnun edilecek misafirlerle içinden geçirir ‘’offf ne olacak bu çocuk böyle??… Oysa oyuncaklar çocuklar için çok özeldir.

Sadece teneke araba, metal kamyon, plastik bir bebek değildir. Çocukların ellerinde kişilik kazanır oyuncaklar kimliğe kemiğe,ete bürünür. Evdeki süs eşyalarına verdiği değeri ya da babasının özel bir eşyasına duyduğu hassasiyetle yaklaşmasını ister çocuk da oyuncaklarına.

Konuşmadan, rızası alınmadan bir anda ortaya dökülüveren oyuncakları için kızar öfkelenir oyuncaklarını vermek istemeyebilir. Elbette paylaşmak erdemdir. Erdemler emekle kazanılır. Konuşmak ,çocuğu hazırlamak gerekir.

’’Oyuncaklarından istediğin bir tanesini arkadaşına oynaması için verebilirsin böylece senin de onun da oynayacağı olur .Birlikte oynadığınızda daha eğlenceli olacak . Oyun bitince arkadaşın oyuncağını sana geri verecek, diyebilmek çocuğun bir çok kaygısını bitirebilir.

Çocuk anlaşılmak ister, seçim hakkıyla kabul görmek ister, ikna ile anlaşmak ,çözümle uzlaşmak ister. Biz de çok yönlü algıları açık olan çocuklarımızın duygusal , sosyal fiziksel ve zihinsel öğrenme yolculuğunda onları anlamaya çalışıyoruz. Her çocuk biricik ve tektir.

Algısı, ilgisi, dikkati farklı tondadır. Biz de bu yüzden her bir faaliyeti , öğretilecek her konuyu çok yönlü ele alıyoruz. En son okulumuzda Kızılay haftası nedeniyle etkinlikler yaptık. Kızılay çizgi filmi izledik.

Bayrampaşa Kızılay şubesini okulumuzda ağırladık. Sınıflarımızda çadırlar kurduk, mutfakta yemek pişirme draması ile tencerelerle çalıştık. Açları, evsizleri, oyuncaksız kalan çocukları konuştuk.

Yardım günü ile yardımlaştık. Oyuncak günü en sevdiğimiz oyuncağımızı okula getirdik ve arkadaşlarımızla birlikte oynadık.

Dedelerimizin savaş günlerinde, zor zamanlarda yardım etmek için kurduğu Türk Kızılay’ını ,biz barış zamanında en çok zorlandığımız PAYLAŞABİLME etkinliğine çevirdik. Verdikçe artan, paylaşa bildikçe çoğaltan insanlar olabilme umuduyla…

İyi sınıflar, iyilik her yerde projeleriyle çocuklara farkındalık oluşturmak ve başka dünyaların da olduğunu anlatmak için zamanını emeklerini veren üniversite mezunu pedagoji mezunu gönlü güzel ilmi geniş gençleri ağırladık.

Çocuk dünyasıyla onların gözüyle oyunlar oynandı dramalar yapıldı. Kumbaralarda biriken ses yapan paraların neler alabileceğini kimlere hediye alınabileceğini gördüler. Ayakkabısız oyuncaksız arabasız olan çocukları bir türlü anlayamadılar.

Öğretmenim ayakkabıları neden yok, annesinin arabasında mı kalmış dedi bir evlat iki, arabayla büyümüştü anlaşılan. Ayağında olmayan ayakkabısı diğer arabada unutulduğu için yoktu.‘’Yok ‘’ anlaşılması zordu. Çocuklarımız kendi gözlükleriyle görüyordu.

Onların gözlüğü savaşı, açlığı bilmiyordu. Bu toprakların büyüttüğü evlatlarımız inşallah hiçbir zaman savaşı yokluğu alan el olmayı hiç bir zaman bilmesinler.

Veren el olma gücüyle, erdemli toplumun inşası için çalışsınlar. Her çocuk temizdir ve her çocuk sevilmelidir düsturuyla ırk, milliyet vatan gözetmeden sevgi tomurcuklarını eksinler yüreklerine. Başka çocukları konuşsunlar, başka çocuklara yardım etsinler.

Kumbara etkinliği ile isterlerse bozuk para biriktirmeye de öğrenecekler. Kumbarasını getiren çocuklar kendileri için hazırlanmış iyilik beratlarını da alacaklardı. İyilik ,her yer ve mekanda. İyilik yaşamın içinde. Ve iyilik küçük yaşta eğitimin tam merkezinde. İyiliği seven iyilik yapan nice nesillere umutla….